Son günlerde medyada ve sosyal ağlarda sıkça duyduğumuz bir soru var:
“Engelliler Bakanlığı kurulmalı mı?”
Bu tartışma yükseldikçe, birçok engelli aile ve dostum da benden görüşümü merak etti. Yıllardır
sahada edindiğim deneyime dayanarak açıkça söyleyeyim: Sorun ne bakanlıklarda ne de
tabelalarda. Sorun zihniyette, uygulamada ve sorumluluk almada.
Engellilerin ve ailelerinin barınmadan eğitime, sağlıktan istihdama, spordan kültür-sanata,
turizmden erişilebilirliğe kadar yaşadığı sıkıntılar yeni değil. Hepimiz yıllardır biliyoruz. Aynı
noktada tıkanıp kalan, bir türlü ilerlemeyen sorunlar bunlar. Ve bu tıkanıklık yalnızca “yönetim
modeli hatası” değildir, çok daha derin, çok daha köklü bir zihniyet sorunudur.
Ben, engelliliği toplumdan izole eden her yaklaşımın karşısında oldum.
Engelliliği ayrı bir kategoriye iterek değil, toplumun bütününe yayarak çözebiliriz.
Eşitlik ve adalet ancak böyle sağlanır. Engelli kadınların, erkeklerin, çocukların yaşadığı sorunlar
ayrıştırılarak değil, bütün içinde görülerek çözümlenmelidir.
Engelliler Bakanlığı Çözüm Olur mu?
Bana göre hayır.
Hatta ayrımcılığı ve görmezden gelinmeyi daha da derinleştirme ihtimali var.
Zaten ilgili yasalar mevcut. Eksik olan yasa değil, uygulama. Çünkü bakanlıklar arasındaki
işleyişte yıllardır ciddi kopukluklar yaşanıyor. Mevcut Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içindeki
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2005’te çıkan yasaları ne kadar hayata
geçirebiliyorsa, kurulacak yeni bir Engelliler Bakanlığı da ancak o kadar etkili olabilir.
Üstelik yeni bir bakanlık demek yeni bir bürokrasi demektir.
Daha çok dosya, daha çok bekleme, daha çok tıkanma…
Sahadaki deneyimimiz çok net:
“Kanun var ama uygulanmıyor.”
Şikayetler genelde konuya hakim olmayan birimlere yönlendiriliyor, sonra dosyalar “engelliler
birimi”ne gönderiliyor ve orada kalıyor. Bakanlıklar arasında bir yaptırım mekanizması olmadığı için
sistem işlemiyor. Engelliler Bakanlığı da “uygulayıcı” bir bakanlık olmayacağı için sorunlar yine aynı
çekmecelerde birikecektir.
Engelli Bakanlığına Gerçek Çözüm Ne Olabilir?
Gerçek çözüm: Çevre ve Şehircilik, Milli Eğitim, Sağlık, Ulaştırma, Turizm, Teknoloji, Çalışma,
İçişleri ve diğer tüm uygulayıcı bakanlıklar içinde yetkili, güçlü, hesap verebilir engellilik
birimleri oluşturmaktır.
Her memur yaptığı binanın, yazdığı yönetmeliğin, sunduğu hizmetin engelliler tarafından da eşit
kullanılabilir olması gerektiğini bilmelidir.
İşte o gün gerçekten erişilebilir ve engelsiz bir topluma yaklaşırız.
Göz Ardı Edilmemesi Gereken Ekonomik Gerçekler
Yeni bir bakanlık demek:
- il ve ilçe teşkilatları,
- yeni binalar,
- personel maaşları,
- araç-gereç ve operasyon giderleri…
Yani milyarlarca liralık yeni bir yük.
Bu para sorunları çözmeyecek, aksine kaynakların yapısal reformlardan uzaklaşmasına neden
olacaktır.
Oysa bu bütçe çok daha doğru yerlere aktarılabilir:
- Özel eğitim saatlerinin 2 saatten 40 saate çıkarılması,
- Evde bakım ve kurum bakımının güçlendirilmesi,
- Yaşlanan ebeveynler nedeniyle büyüyen bakım krizinin çözümü,
- Bakım veren kişilere en az bir asgari ücret destek,
- Engelli aylıklarının artırılması,
- Rehabilitasyon merkezlerinin çoğaltılması…
Bugün pek çok talep “bütçe yok” bahanesiyle ertelenirken, yeni bir bakanlık kurulduğunda da aynı
gerekçe kaçınılmaz olacaktır. Varsa bütçe de yine binalara, tabelalara, makamlara akacaktır.
Erişilebilirlik İçin Tek Bir İrade Yeter
Erişilebilirlik denilen şey aslında son derece uygulanabilir bir meseledir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belediyelere yollayacağı bir genelge ile
- erişilebilir olmayan projelere ruhsat verilmemesi,
- standart dışı imalatların teslim alınmaması,
- ihale şartnamelerine erişilebilirliğin zorunlu kılınması,
bu sorun büyük ölçüde çözülür.
Bir imza, bir şartname maddesi, bir denetim…
Bazen yılların sorunundan daha etkili olabilir.
Dünya Örnekleri Engelli Bakanlığı İçin Ne Diyor?
Birçok gelişmiş ülkede Engelliler Bakanlığı yok.
Engellilik, eşit vatandaşlık prensibiyle tüm bakanlıklara yayılmış durumda.
Sadece İtalya ve Yeni Zelanda’da özel bir bakanlık var.
Dünyanın geri kalanı, engelliliği devletin bütün birimlerine dağıtarak çözüyor.
Sonuç
Bu ülkede engellilik konusunda ilerlemek istiyorsak çözüm yeni bir tabela değildir.
Çözüm:
- uygulayıcı bakanlıkların sorumluluk alması,
- her kurumun kendi alanında engellilikle ilgili görevini ciddiyetle yerine getirmesi,
- bütçenin binalara değil hizmete ayrılması,
- toplumda güçlü bir eşitlik bilinci oluşturulmasıdır.
Gerçek değişim ancak böyle mümkün olur.
Türkiye’nin ihtiyacı ayrıştırmak değil, eşit yurttaşlığı hayata geçirmektir.
İhtiyacımız tabelaları değil, zihniyetleri değiştirmektir.
Bugün gerçek bir adım atılmak isteniyorsa, bakanlık değil, uygulama–denetim–yaptırım mekanizmaları güçlendirilmelidir.
Adem Kuyumcu
Erişilebilir Kent Düzenlemeleri ve Engelsiz Turizm Uygulamaları Uzmanı
Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Uzmanı
Engelli Hakları Savunucusu

