Engelsiz Turizm Nedir ve Engelliler Turizmde Neredeler?

Bu yazıda Engellilerin turizm sektöründeki erişim sorunlarını ve bu alandaki eksiklikleri derinlemesine ele alan önemli bir konuya tekrar işaret etmek istiyorum.

Engelsiz turizmin hem sosyal hem de ekonomik potansiyelini vurgulayan bu metinde Türkiye’deki mevcut durumu ve yapılması gerekenlerle ilgili görüşlerimi de aktardım.

İki ana konu çerçevesinde engelsiz turizm kavramı ve mevcut durum ile turizm sektörü ile konaklama ve yiyecek içecek mekan işletmecilerinin engellilere hizmet üretmeme nedenlerinden de bahsettim.

1. Engelsiz Turizm Nedir?

Engelsiz turizm, engelli ve engelsiz bireylerin eşit koşullarda, bağımsız bir şekilde seyahat edebileceği, konaklayabileceği ve sosyal aktivitelerden faydalanabileceği bir turizm modelidir. Bu model, farklı engel türlerine sahip bireylerin (ortopedik, görme, işitme, zihinsel engelli vb.) ve yaşlıların ihtiyaçlarına uygun fiziksel düzenlemeler, eğitimli personel ve erişilebilir hizmetler sunmayı amaçlar. Örneğin, tekerlekli sandalye kullanıcıları için rampalar, görme engelliler için sesli uyarı sistemleri veya işitme engelliler için görsel bildirimler gibi düzenlemeler bu kapsamdadır.

Engelliler Turizmde Neredeler?

Türkiye’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile TÜİK’in 2022 de yaptığı hane araştırmasına göre 15 yaş üzeri vatandaşların yüzde 25’i vücut fonksiyonlarından en az birini kullanamayan ve zihinsel olarak farklı olan bireylerden oluşuyor.

Yaklaşık 15 milyon engelli birey ve en az yanında 1 kişiyle birlikte 30 milyonu aşkın kişi, maddi imkanları olsa dahi turizm hizmetlerinden büyük ölçüde mahrum bırakılıyor.

Engelli Bireylerin Turizm Hizmetlerinden Mahrum Bırakılmasının Temel Nedenleri:

Mimari Engeller:

Oteller, terminaller ve turizm mekanları, 2005 yılında yayınlanan Erişilebilir Çevre Standartlarına rağmen, erişilebilirlik standartlarına uygun değil.
Örneğin, bina girişlerinde rampalar, dar kapılar, uygun olmayan banyo/tuvalet tasarımları, yetersiz sesli ve görsel yönlendirme ve uyarıcılar engellilerin bağımsız hareketini imkansız hale getiriyor.

Eğitimsiz Personel:

Turizm çalışanlarının büyük kısmı, engelli bireylerin ihtiyaçlarını anlamak ve uygun davranış sergilemek konusunda yetersiz. Bu, özellikle tekerlekli sandalye kullanıcıları, görme ve işitme engelliler için ciddi bir bariyer oluşturuyor.

Zihniyet Eksikliği:

Engellilere yönelik hizmet üretimi, genellikle bir “ekstra maliyet” ve “lütuf” olarak görülüyor ve sosyal sorumluluk bilinci yetersiz. Engelliler ve aileleri, turizm tesislerinde ötekileştiriliyor veya ihtiyaçları göz ardı ediliyor.

Pazar Potansiyelinin Farkında Olmama:

Metinde belirtildiği üzere, Türkiye’de yaklaşık 15 milyon engelli birey bulunmakta ve bu bireylerin aileleriyle birlikte oluşturduğu potansiyel tatilci sayısı 30 milyonu aşıyor. Ne yazık ki bu büyük kitle, yeterli erişilebilirlik ve hizmet eksikliği nedeniyle tatil yapamıyor. Avrupa genelinde ise 150 milyon kişilik devasa bir engelli seyahat pazarı bulunuyor. Ancak turizm sektörü, bu muazzam potansiyelin hâlâ farkında değil veya gereken adımları atmıyor.

Turizm tesisleri, engelli dostu düzenlemeleri hâlâ bir “maliyet unsuru” olarak değerlendirirken, bu hizmetlerin uzun vadede sadık müşteri kitlesi oluşturma, marka değerini yükseltme ve sosyal sorumluluk imajını güçlendirme açısından ciddi katkılar sunduğu göz ardı ediliyor. Erişilebilir turizm, yalnızca etik bir sorumluluk değil; aynı zamanda rekabet avantajı yaratabilecek stratejik bir yatırımdır.


Sonuç olarak, engelliler turizmde “yok” denecek kadar az yer buluyor. Mevcut “Engelsiz Turizm” girişimleri ise genellikle göstermelik ve yetersiz kalıyor.

2. Turizm Sektörü ve Mekan İşletmecileri Neden Engellilere Hizmet Üretmiyor?


Turizm sektörü ve mekan işletmecilerinin engellilere yönelik hizmet üretmemesinin temel nedenleri şunlardır:

Maliyet Algısı ve Kısa Vadeli Düşünce:

◦ Erişilebilirlik düzenlemeleri (rampalar, uygun asansörler, geniş kapılar, özel banyo/tuvalet tasarımları) başlangıçta ek maliyet olarak görülüyor. İşletmeciler, bu yatırımların uzun vadede hem engelli hem de yaşlı turistlerden oluşan geniş bir pazara erişim sağlayarak karlılık getireceğini fark etmiyor.
◦ Metinde belirtildiği gibi, engellilere yönelik düzenlemeler 12 ay açık tesisler ve artan müşteri potansiyeli anlamına geliyor. Ancak bu vizyon eksikliği, yatırımları engelliyor.

Eğitim ve Farkındalık Eksikliği:

◦ Turizm personelinin engelli bireylerle iletişim kurma, ihtiyaçlarını anlama ve uygun davranış sergileme konusunda eğitimi yok. Örneğin, işitme engellilerle yüz yüze iletişim kurma veya görme engellilere rehberlik etme gibi temel beceriler yaygın değil.
◦ İşletmeciler ve çalışanlar, engellilerin turizmden eşit şekilde faydalanmasının bir hak olduğunu ve bu hizmetin sosyal sorumluluk gereği olduğunu yeterince içselleştirmemiş durumda.

Yasal Yaptırımların Zayıflığı:

◦ 2005’te çıkan Erişilebilirlik yönetmeliği erişilebilirlik düzenlemelerini zorunlu kılıyor. Ancak, bu yasaların uygulanmasında denetim ve yaptırım eksikliği var. İşletmeler, yasal yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde ciddi bir yaptırımla karşılaşmıyor, bu da değişimi yavaşlatıyor.

Pazar Potansiyelinin Göz Ardı Edilmesi:

◦ Türkiye’de 15 milyon, Avrupa’da 150 milyon, Çin ve Japonya gibi ülkelerde ise onlarca milyonluk engelli ve yaşlı turist pazarı mevcut. Ancak turizm sektörü, bu potansiyeli değerlendirmek yerine geleneksel turist profiline odaklanıyor.
◦ Engellilere hizmet sunmanın, sadece engelli bireyleri değil, refakatçileri, aileleri ve arkadaşlarını da kapsayan bir ekonomik fırsat olduğu anlaşılmıyor.

Zihniyet ve Ötekileştirme Sorunu:

◦ Toplumda ve sektörde engellilere yönelik önyargılar ve ayrımcı yaklaşımlar devam ediyor. Engelliler, “farklı” veya “ekstra ihtiyaçları olan” bireyler olarak görülüyor, bu da hizmet üretimini engelliyor.
◦ Metinde vurgulandığı gibi, zihniyet değişimi için kamu görevlilerine, özel sektör çalışanlarına ve topluma eğitim verilmesi gerekiyor. Ancak bu tür eğitimler yaygın değil.

Altyapı ve Ulaşım Eksiklikleri:

◦ Terminaller, istasyonlar ve ulaşım araçları (örneğin, engellilere uygun toplu ulaşım araçları veya rampalar) erişilebilir değil. Bu, engelli turistlerin tesislere ulaşmasını zorlaştırıyor ve işletmecilerin bu konuda sorumluluk almasını engelliyor.
◦ Örneğin, tekerlekli sandalye kullanıcıları için uygun transfer araçlarının eksikliği, turizm deneyimini baştan imkansız hale getiriyor.

Çözüm Önerileri ve Engelsiz Turizmin Geleceği

    Engelsiz turizmi hayata geçirmek için metinde önerilen adımlar oldukça kapsamlı.

    Özetle Engelsiz Turizmi Hayata Geçirecek Adımlar:

    1. Mimari ve Fiziksel Düzenlemeler:

    ◦ Tesisler, uluslararası ve ulusal erişilebilirlik standartlarına uygun hale getirilmeli. Örneğin, net 90 cm genişlikte kapılar, 55-60 cm yatak yüksekliği, tekerlekli sandalye için uygun asansörler ve banyo/tuvalet tasarımları zorunlu olmalı.
    ◦ Görme engelliler için sesli uyarı sistemleri, braille kabartma yazılar ve kontrast renkli mobilyalar; işitme engelliler için görsel uyarıcılar (örneğin, asansörlerde görsel kat göstergeleri) yaygınlaştırılmalı.

    2. Personel Eğitimi:

    ◦ Turizm çalışanları, engelli bireylerin ihtiyaçlarını anlamak ve doğru iletişim kurmak için düzenli eğitim almalı. Örneğin, işitme engellilerle normal tonda konuşma, görme engellilere rehberlik etme veya tekerlekli sandalye kullanıcılarının ihtiyaçlarını belirleme gibi konular öğretilmeli.
    ◦ Erişilebilirlik Uzmanlığı olan kişi ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak bu eğitimler yaygınlaştırılabilir.

    3. Ulaşım ve Altyapı İyileştirmeleri:

    ◦ Havalimanları, otogarlar ve tren istasyonlarında rampalar, mobil kaldırıcılar ve engellilere uygun transfer araçları sağlanmalı. Eğitimli personel, bu alanlarda görev yapmalı.

    4. Yasal Yaptırımların Güçlendirilmesi:

    ◦ 2005 yasalarının uygulanması için denetimler artırılmalı ve erişilebilirlik standartlarına uymayan işletmelere ciddi yaptırımlar uygulanmalı.

    5 Farkındalık Kampanyaları ve Zihniyet Değişimi:

    ◦ Engellilerin turizmden eşit faydalanma hakkı, kamu spotları, sosyal medya kampanyaları ve eğitim programlarıyla topluma anlatılmalı. İşletmeciler, bu hizmetlerin ekonomik ve sosyal faydaları konusunda bilinçlendirilmeli.

    6 Pazar Potansiyelinin Değerlendirilmesi:

    ◦ Turizmciler, engelli ve yaşlı turist pazarının ekonomik potansiyelini fark etmeli. 12 ay açık tesisler, artan karlılık ve sosyal sorumluluk bilinci bu potansiyeli hayata geçirebilir.

    Sonuç
    Engelsiz turizm, sadece engelli bireylerin ve ailelerinin hayata eşit katılımını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda turizm sektörüne ekonomik ve sosyal faydalar sunar.


    Ancak Türkiye’de bu alanda ciddi eksiklikler mevcut: mimari engeller, eğitimsiz personel, zayıf yasal yaptırımlar ve zihniyet sorunları, engellilerin turizmden faydalanmasını engelliyor. İşletmecilerin hizmet üretmeme nedenleri, maliyet algısı, farkındalık eksikliği ve kısa vadeli düşünce yapısından kaynaklanıyor.
    Çözüm, kapsamlı düzenlemeler, personel eğitimi, yasal yaptırımların güçlendirilmesi ve zihniyet değişimiyle mümkün. Engelsiz turizm, “hayatın bir arada güzelleşmesi” için atılması gereken kritik bir adım.

    Adem Kuyumcu
    Sosyal Pedagog,
    Erişilebilir Kent Düzenlemeleri ve Engelsiz Turizm Uygulamaları Uzmanı

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir